Kardiyoloji nedir? Tıpta, kalp hastalıkları ve bozukluklarının tanı ve tedavisiyle ilgili uzmanlık alanıdır. 1749’da Jean Baptiste de Senac’ın kalp üzerine çağdaş bilgilerin bir özetini yayımlamasıyla ayrı bir uzmanlık alanı haline geldi. On iki yıl sonra Leopold Auenbrugger göğse dışarıdan parmakla vu- rulmasıyla (perküsyon) çıkan farklı seslerin
kalbin durumunu değerlendirmeye yardımcı olduğunu buldu. 1816’da Rene Laennec’in stetoskopu bulmasıyla, kalp seslerinin dinlenmesi tıpta kullanılan başlıca tanı yöntemlerinden biri oldu; böylece kalp uzmanları anevrizma gibi kalp ve damar hastalıklarına, hasta yaşarken tanı koyma olanağına kavuştular.
19. yüzyılda tanı yöntemlerinin gelişmesi kardiyolojinin önemli ölçüde ilerlemesini sağladı. 1903’te Willem Einthoven’ın kalbin elektriksel aktivitesini ölçen elektrokardiyografi aygıtını geliştirmesi bu alanda atılan önemli bir adımdı. 1915’e gelindiğinde çalışmakta olan kalbin flüoroskopi yöntemiyle incelenmesi gibi pek çok tanı yöntemi bulunmuştu. 1929’da Werner Forssmann’ın kalp kateterizasyonunu geliştirmesi tanı teknolojisini daha da ileri götürdü.
Forssmann’ın buluşu, kardiyolog ve cerrahların koroner atardamarları incelemesine olanak tanıyarak kalpteki birçok bozukluğun cerrahi girişimle tedavi edilmesini sağladı. Kardiyoloji, bir cerrahi uzmanlık dalı olmasa da, kardiyologlar kalp cerrahisi gerektiren vakalarda cerrahlarla yakın işbirliği içinde çalışır. Kardiyolog, kalbin işlevleriyle ilgili temel incelemeleri yaparak, kalbin çalışmasını düzenleyen ilaçların uygulanmasını da içeren tedavinin tüm yönlerini denetleyerek kalp hastasının uzun süreli bakımını üstlenir.
Kardiyolojinin 20. yüzyılın ikinci yarısındaki gelişmesi büyük ölçüde, kalp cerrahisi alanında oldu. Kalp krizinin başlıca nedenlerinden biri olan koroner atardamar hastalığının tedavisi, 1967’de Güney Afrika’da Christiaan Barnard’m gerçekleştirdiği insandan insana ilk kalp nakli, sürekli çalışabilen yapay kalbin geliştirilmesi ve ilk kez 1982’de Utah Üniversitesi’nde bir araştırma grubu tarafından insan vücuduna takılması bu alanda gerçekleştirilen en önemli ilerlemelerdendir.